“`html
İstanbul‘da, yenidoğan bebeklerin ölümlerine sebep olan ve özel hastanelerde haksız kazanç elde eden Fırat Sarı ile İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu toplamda 22’si tutuklu olmak üzere 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, yarın sabah saat 09.30’a ertelendi.
Bakırköy Adliyesi’nde bulunan 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda icra edilen duruşmaya, mağdur aileler, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar katılım gösterdi. İddianamede ismi geçen 19 özel hastanenin bulunduğu bu davada, sanıkların toplamda 17 bin yıl hapis cezası alması talep ediliyor. Bugünkü duruşma, hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasıyla başladı. Gök’ten sonra tutuklu hemşire Deniz Korkmaz da savunmasını gerçekleştirdi. Ambulans şoförü olan tutuklu sanık Hüseyin Gündüz’ün savunmasının ardından duruşma, yarın sabah saat 09.30’a yeniden ertelendi.
Duruşma sırasında, sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınması ardından mahkeme heyeti, duruşmaya 45 dakikalık bir ara vermişti. Verilen aranın ardından tutuklu sanık Hüseyin Günerhan’ın savunması ile duruşmaya devam edildi.
“İLAÇLARI İMHA EDİYORDUK”
Savunma yapan sanık Günerhan, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini dile getirerek, “Üzerime atılan suçlamaları reddediyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışan tanımadığımız insanlarız. Ben hemşireyim ve birçok bölümde görev yaptım. Son olarak evde sağlık hizmetinde çalıştım. Fırat Sarı ile çalıştığım dönemde, hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde görev aldım. Çalıştığım hastanelerin koşulları son derece iyiydi ve bebeklerin ihtiyaçları karşılanıyordu. Kullanıma uygun olmayan ilaçları imha ediyorduk ve bu işlem, ilaçların kullanım oranlarını artırıyordu. Ayrıca bu atık ilaçlar hakkında doktoru bilgilendiriyor, imzalatıyorduk. Bir gece Doğukan beni aradı ve yabancı uyruklu bir bebeğin durumunun kötü olduğunu söyledi. Hastaneye gittiğimde, bebeğin sabah öldüğünü öğrendim. Bebeğin ailesi de hastaneye teşekkür mektubu yazmıştı.” şeklinde konuştu.
“HİÇBİR ŞEKİLDE HİZMET ETMEDİM”
2022 yılında işinden ayrıldığını belirten Günerhan, “Ben herhangi bir örgüte üye değilim ve savcıya beyan ettiğim nedenlerle cinayetle suçlandım. Ölen bebekler hakkında ifade verdim. Ancak bana bebek cinayetiyle suçlama yapıldığında, savcı ‘Özür dilerim’ dedi. İfademde hiçbir sahtekarlık bulunmuyor. Olayları olduğu gibi aktardım. Eğer benim ismimle sahtekarlık yapıldıysa, itiraz etmekteyim. Hasan Basri Gök, Güney Hastanesi’nin önünden bile geçmedi. Ama nasıl oluyor da tüm bunları biliyor?” diyerek tepkisini dile getirdi.
“HASTANEDE SORUMLU BAŞHEKİNDİR”
Fırat Sarı’nın kendisine çalışabileceği bir hastane önerdiğini kaydeden Günerhan, “Hastanede bulunan doktorların sayısı, bir hastada hangi tedavi yönteminin uygulanacağını etkiler. Eğer hastanede doktor yoksa, bunun suçlusu başhekimdir. Fırat Sarı, hastaneye çok nadir gelirken, benim onunla hiçbir bağlantım yoktu.” dedi.
“PARALARI FIRAT SARI’YA VERİYORDUM”
Cumhuriyet Savcısı, sanığın eline geçen paraları nasıl kullandığını sordu. Sanık, “Fırat Sarı’ya veriyordum. O da bu paraları çalışanlara mesai ücreti olarak dağıtıyordu.” yanıtını verdi. Ayrıca, sanık, poliklinik yapan çocuk doktorlarının acil durumlara müdahale etmediğini belirtti.
DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK
Yenidoğan Çetesi‘nin yargılandığı dava duruşması, yarın saat 09.30’da devam edecek.
SAVUNMA YAPAN İLK SANIK FIRAT SARI’NIN HEMŞİRESİYDİ
Bugünkü duruşmada tanıklık yapan sanıkların ifadelerindeki dikkat çeken noktalar şöyleydi: Duruşmanın ikinci gününde, Fırat Sarı’nın hemşiresi olan Hasan Basri Gök, duruşmaya eklenmişti. Bu süreçte Gök, elleri bağlı bir şekilde mahkeme başkanının sorularını yanıtladı. Savunması sırasında, bebeklerin sağlık değerlerinin gönderildiği bir şablon uygulamasından bahsetti.
“SAĞLIK SİSTEMİNDE ŞEFFAFLIK YOK”
Mahkeme Başkanı, sanığa soru yönelttiğinde, “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu.” cevabını aldı. İçeride yaşananların, SGK’dan para kazanma çabaları doğrultusunda hastaların gereğinden fazla süre hastanede tutulduğunu doğruladı.
Mahkeme başkanı sonrasında, sanığı ilaç satışlarının ne gibi kazanç sağladığı konusunda sorguladı. İfadelerinde ilaç satışlarından 40 bin lira kazandıklarını dile getirdi. Tüm bu sorgulamalar, sağlıkta şeffaflık ve adalet arayışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
“`